AMH Düşüklüğünde Tüp Bebek: Tedavi Yöntemleri ve Bilinmesi Gerekenler

Do you have a question?

Our experts would be happy to answer any questions you have.

Tüp bebek tedavisi, 1978 yılında tedavi sonucu ilk bebeğin dünyaya gelmesinden bu yana uygulanan yardımcı üreme teknikleri arasında yer almaktadır. Her yıl neredeyse milyonlarca insan infertilite yani kısırlık tanısı alarak doğal yollar ile bebek sahibi olmakta zorluklar ile karşılaşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tanımlamaya göre çiftler bir yıl boyunca korunmasız ve düzenli olarak cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik oluşumu söz konusu değil ise bu durum infertilite olarak adlandırılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre dünya üzerine yaşayan her 6 insandan biri infertilite yani kısırlık tanısı alarak doğal yollar ile bebek sahibi olmakta sıkıntılar yaşamaktadır. İnfertilite hem erkek hem de kadın üreme sistemine bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Erkek infertilitesinde çoğu zaman neden üreme organları yapısındaki problemler ya da sperm kalitesi ile ilgilidir. Kadınlarda ise infertilite nedenleri oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Çünkü oldukça hassas bir üreme sistemine sahip olan kadınlarda birçok farklı durum gebeliğin doğal yollar ile oluşmasına engel olabilmektedir. Genel olarak bakıldığında kadınlarda gebeliğin doğal yollar ile oluşmasını engelleyen durumlardan biri de üreme sisteminde rol oynayan hormonal değişimlerdir. Kadın üreme sisteminin fonksiyonlarını yerine getirmesine yardımcı olan bazı hormonlar bulunmaktadır. Bu hormonlardan biri de AMH olarak da bilinen Anti-müllerian hormonudur. AMH düşüklüğünde tüp bebek tedavisi ise uygulanan yardımcı üreme teknikleri arasında yer almaktadır. 

Yazımızda AMH düşüklüğünde tüp bebek tedavisi hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak konular hakkında başlıklar ile detaylı bilgiler vermeye çalışacağız. 

amh-dusuklugu-ve-tup-bebek

AMH Düşüklüğü ve Tüp Bebek: Sorunun Kökeni ve Tanı Süreci

Gebeliğin doğal yollar ile oluşmadığı durumlarda çiftler, geliştirilen yardımcı üreme teknikleri sayesinde bebek sahibi olma şansı yakalayabilmektedir. Günümüzde en çok uygulanan yardımcı üreme tekniklerinden biri de tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisi başta infertilite yani kısırlık olmak üzere gebeliğin doğal yollar ile oluşmadığın birçok durumda başarı sağlayan önemli bir tedavi yöntemidir. 

Tüp bebek tedavisinin tercih edildiği durumlardan biri ise AMH düşüklüğü durumudur. Özellikle ilerleyen yaşlarda karşımıza çıkan AMH düşüklüğünde tüp bebek tedavisi en çok merak edilen konular arasında yer almaktadır. AMH düşüklüğünde tüp bebek tedavisini daha iyi anlayabilmek için ise öncelikle AMH hormonunun ne olduğunu, kadın üreme sisteminde nasıl bir fonksiyona sahip olduğunu anlamak gerekir. 

AMH hormonu ya da açılımı ile Anti-müllerian hormon aslında hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunan bir hormondur. Gebeliğin oluşumundan sonra oluşan fetüs erkek kromozomlarına sahip ise gebeliğin ilk haftalarında oluşan testislerden AMH salgılanmaya başlar. Bu hormon müller adı verilen rahim ya da vajina gibi kadın üreme sistemi organlarının gelişimini baskılar. Eğer fetüs dişi ise hormon salınımı söz konusu olmadığı için müller adı verilen organlar oluşur ve kadın üreme sistemi gelişir. Bu yönü ile AMH hormonu çift cinsiyetin oluşmasını engellemesi açısından son derece önemlidir. Anne karnındaki kız bebekte ise AMH hormonu gebeliğin 36. haftasından itibaren salgılanmaya başlar. Bunun nedeni ise bu hormonun yumurtalıklarda yer alan hücreler tarafından salgılanmasıdır. 

AMH hormonu salınımı kadınlarda menopoz dönemine yani yumurtalıklar işlevini kaybedene kadar devam eder. AMH hormonunun yumurtalıklar tarafından salgılanması kadın üreme sistemi hakkında bilgi edinme açısından son derece önemlidir. Çünkü bu hormon yumurtaların büyüme hızını etkileyen, hangi yumurtanın olgunlaşarak döllenmeye hazır olduğunu etkileyen son derece önemli bir hormondur. Ayrıca bir diğer önemi ise yumurta rezervleri hakkında bilgi vermesidir. Yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısı azaldıkça salınan AMH seviyesi de azalacaktır. Bu yüzden kanda gerçekleştirilen AMH testi, yumurta rezervleri hakkında bilgi sahibi olmak açısından son derece önemlidir. Eğer gerçekleştirilen test sonucunda elde edilen değer normal olarak kabul edilen değerin altında ise bu durum AMH düşüklüğü olarak tanımlanmakta ve yumurta rezervlerindeki düşüşün bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

amh-dusuklugu-ile-bas-etme

AMH Düşüklüğü ile Baş Etme: Tüp Bebek Tedavisi ve İhtiyaç Duyulan Adımlar

Çiftler, tüp bebek tedavisi için bir uzmana başvurduklarında, gebeliğin doğal yollarla neden oluşmadığını anlamak için bazı testler ve muayeneler gerçekleştirilir. Öncelikle olarak erkeklerle sperm kalitesi ve üreme organları ile ilgili sağlık problemlerinin üzerinde durulur. Kadınlarda ise yumurta rezervi ya da yumurtalıklar ile ilgili değerlendirmeler yapılır. Bu süreçte gerçekleştirilen testlerden biri de AMH testidir. Yumurta rezervi ile ilgili bilgi vermesi açısından gerçekleştirilen AMH testi sonuçlarına göre kandaki 1.5 ila 4 ng/ml aralığındaki AMH seviyesi normal olarak kabul edilmektedir. Ancak bu değer 1.5 ng/ml altında ise AMH düşüklüğü söz konusudur. Bir kadında AMH hormonu ne kadar düşük ise yumurta rezervindeki yumurta sayısı da o kadar düşüktür ve eğer bebek sahibi olmayı planlıyor ise en kısa zamanda tüp bebek tedavisine başlanmalıdır. 

Tüp bebek tedavisinde amaç anne adayından elde edilen yumurta ile baba adayından alınan sperm hücresinin laboratuvar ortamında döllenmesini sağlayarak gebeliğin oluşturulmasıdır. Tedavinin başarı ile sonuçlanması için elde edilen yumurtanın kalitesi ve yumurta sayısı son derece önemlidir. 

AMH düşüklüğünde tüp bebek tedavisi uygulanırken öncelikli amaç en yüksek sayıda ve en kaliteli yumurtayı elde etmeye yöneliktir. Bu yüzden AMH düşüklüğü tespit edildiği andan itibaren en kısa sürede tedaviye başlanır. Tedavinin ilk aşamalarında anne adayı yumurtaların olgunlaşması için bazı hormon içerikli ilaç kullanımına başlar. Ayrıca hormon takviyesine bağlı olarak ortaya çıkabilecek erken yumurtalama ihtimaline karşı bu süreçte baskılayıcı ilaçların kullanımı da söz konusu olabilir. 

Yumurtaların yakın takibi sonucunda yumurtalar istenilen olgunluğa eriştikten sonra ise çatlatma iğnesi adı verilen iğne uygulanarak yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. AHM düşüklüğünde elde edilen yumurtaların daha sonra kullanılabilme ihtimaline karşı dondurulması da son derece önemlidir. 

amh-dusuklugunde-tup-bebek-basarisi

AMH Düşüklüğünde Tüp Bebek Başarısı: Risk Faktörleri ve Başarı İpuçları

Kadınlar dünyaya belirli bir yumurta rezervine sahip olarak gelirler. Üreme çağının başlamasıyla birlikte ise yumurtlama başlar ve ilerleyen yaşla birlikte yumurta rezervleri azalarak biter. AMH düşüklüğü yumurta rezervlerinin azaldığını gösteren önemli bir göstergedir. Bu durumda bebek sahibi olmayı düşünen çiftler en kısa sürede tüp bebek tedavisine başvurmalıdır. Ancak tedaviye başlarken bazı risk faktörlerinin olduğu da unutmamalıdır. 

Tüp bebek tedavisinde başarı oranını etkileyen en önemli faktörlerden biri yumurta kalitesi ve yumurta sayısıdır. AHM düşüklüğünde az sayıda yumurta rezervi söz konusu olduğu için istenilen sayıda yumurta ya da istenilen kalitede yumurta elde edilemeyebilir. Bu noktada konusunda uzman bir tüp bebek uzmanı ve ekibiyle birlikte tedavi sürecini yönetmek tedavinin başarı şansını arttırmak açısından çok büyük önem taşımaktadır. Doğru yönlendirmeler, doğru ilaçların kullanımı ve hata payını en aza indirgeyecek tecrübeli bir ekip AHM düşüklüğünde tüp bebek tedavisi uygulanırken oluşabilecek risk faktörlerinin önüne geçmeye yardımcı olacaktır. 

Kalem Bebek ekibi olarak bu yazımızda, “AMH düşüklüğünde tüp bebek” konusu hakkında en çok merak edilen ve araştırılan başlıklar ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalıştık. Tüp bebek tedavi süreci ve AMH düşüklüğünde tüp bebek konusunda daha detaylı bilgi alabilmek için buraya tıklayarak internet sitemizi ziyaret edebilir, dilerseniz görüşme için randevu oluşturabilirsiniz.

Share:

Make an Appointment !
Kalem Bebek