25 Temmuz 1978 tarihinde tüp bebek tedavisi sonucu ilk bebeğin sağlıklı dünyaya gelmesiyle birlikte tüp bebek tedavisi, doğal yollar ile bebek sahibi olamayan çiftlere umut

Tüp bebek tedavisi, 1978 yılında tedavi sonucu ilk bebeğin dünyaya gelmesinden bu yana uygulanan yardımcı üreme teknikleri arasında yer almaktadır. Her yıl neredeyse milyonlarca insan

İnsan üreme sisteminde gebeliğin oluşabilmesi için birçok faktörün bir araya gelmesi, birçok organ ve sistemin bir arada, uyum içerisinde çalışması gerekmektedir. Bu yönüyle bakıldığında oldukça

Son yıllarda bebek sahibi olmaya karar veren neredeyse binlerce çift farklı nedenlere bağlı olarak gebeliğin doğal yollarla oluşması konusunda zorluklar ile karşılaşmaktadır. Dünya genelinde her

Son yıllarda farklı nedenlere bağlı olarak doğal yollar ile bebek sahibi olamayan çiftlerin sayısı her geçen gün artarken tüp bebek tedavisi sayesinde bebek sahibi olanların

İnsanlarda gebeliğin doğal yollarla ve sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi için birçok faktörün bir araya gelmesi gerekir. Ayrıca hassas bir yapıya sahip olan kadın ve erkek

Tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olmaya çalışan çiftler için embriyo transferi sonrası hamilelik testine kadar geçen süre son derece heyecanlı bir zaman dilimidir. Çünkü

Tüp bebek tedavisi, doğal yollar ile bebek sahibi olmak isteyen ancak çeşitli zorluklar ile karşılaşan çiftlerin bebek sahibi olmasını sağlayan yardımcı üreme tekniklerinden biridir. Günümüzde

Günümüzde birçok kadın hayatının belirli bir döneminde özellikle de üreme çağına girdikten sonraki dönemde farklı kadın hastalıkları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bunun en önemli nedeni

Anti- Müllerian hormon ya da genel olarak kısaltılmış hali ile bilinen AMH, kadınlarda özellikle doğurganlık söz konusu olduğunda en önemli hormonlar arasında yer almaktadır. Endokrin

İnsan vücudunun nasıl çalıştığı ve fonksiyonlarını nasıl yerine getirdiği çok uzun yıllar boyunca bilim insanlarının en çok merak ettiği konular arasında yer almıştır. Bilim insanları

Ne yazık ki dünyamızda her geçen gün artan çevre ve hava kirliliği, kimyasal içeren gıdaların tüketimi, obezite ya da sedanter yani hareketsiz yaşam tarzı insan