Halk arasında kısırlık olarak bilinen tıp dilindeki adı ile infertilite, her yıl neredeyse milyonlarca insanı etkileyen en önemli sağlık problemleri arasında yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü infertiliteyi, “bir yıl boyunca düzenli ve korunmasız bir şekilde cinsel ilişkiye girilmesine rağmen gebeliğin oluşmaması” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca bu bir yıllık süre kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte yumurta rezervlerinin azalmasına bağlı olarak 35 yaş ve altı kadınlar için geçerlidir. 35 yaş ve üstünde infertilite tanısı için kabul edilen süre 6 ay iken 40 yaş üstündeki kadınlarda ise 3 aydır. İnfertilite her ne kadar insan hayatını tehlikeye atacak bir sağlık problemi olmasa da bebek sahibi olarak aile kurmak isteyen çiftler üzerinde oldukça olumsuz bir etkiye sahiptir. Çiftlerin psikolojik ve sosyal anlamda kendilerini huzursuz ve kötü hissetmelerine neden olabilmektedir. Bu yüzden bilim insanları çok uzun yıllardır infertiliteyi yani gebeliğin neden doğal yollar ile oluşmadığını araştırmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda kadın ve üreme sistemi ile ilgili son derece önemli bilgiler elde edilirken aynı zamanda bu bilgiler doğrultusunda tedavi yöntemleri ve yardımcı üreme teknikleri de geliştirilmiştir. Günümüzde yakaladığı başarı oranı ile infertilite tanısı alan çiftlerin bebek sahibi olmasını sağlayan yardımcı üreme tekniklerinden biri de tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisi, infertilite nedenleri arasında gösterilen, erkek ve kadın üreme sistemine bağlı olarak ortaya çıkan birçok durumda tercih edilen bir yöntemdir. Özellikle son zamanlarda kadınlarda en çok görülen üreme sağlığı problemlerinden biri olan polikistik over sendromunda da önemli bir başarı oranına sahiptir. Bu yüzden polikistik over tüp bebek başarı oranı en çok araştırılan konular arasında yer almaktadır.
Yazımızda ise hem polikistik over sendorumu hem de tüp bebek tedavisi konusunda bilgi sahibi olmanızı sağlayacak konular hakkında başlıklar ile detaylı bilgiler vermeye çalışacağız.
Polikistik Over Sendromu Nedir ve Neden Oluşur?
Polikistik over sendromu son zamanlarda kadınlarda en sık karşılaşılan üreme ile ilgili sağlık problemleri arasında ilk sıralarda bulunmaktadır. Öyle ki yapılan araştırmalara göre günümüzde üreme çağındaki kadınların %6 ila %8’i polikistik over sendromu tanısı almaktadır. Bu oran ise dünya üzerinde yaşayan her 15 kadından 1’inin tanı aldığı anlamına gelmektedir. Bu yüzden son zamanlarda polikistik over sendromu kadınların en çok merak ettikleri ve araştırdıkları konular arasında yer almaktadır. Polikistik over sendromu en basit tanımı ile kadın vücudunda yaşanan hormonal dengesizliklerden dolayı yumurtalıklarda çok sayıda küçük ve iyi huylu kistlerin oluşması ile ortaya çıkan bir çeşit endokrin hastalığıdır. Hastalık ile birlikte oluşan kistler, kadınlarda yumurtlama düzenini bozarak doğurganlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca ciddi kadın hastalıkları arasında yer alan polikistik over sendromu, gerekli tedavi sağlanmadığı takdirde ilerleyen zamanlarda hipertansiyon, karaciğer yağlanması, diyabet ya da uyku apnesi gibi ciddi ikincil rahatsızlıklara neden olabilmektedir.
Kadınlarda polikistik over sendromunun neden oluştuğuna dair yapılan çalışmalar sonucunda ise kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak araştırmalar sırasında tespit edilen bazı faktörlerin polikistik over sendromuna neden olabilecek risk faktörleri olduğu düşünülmektedir. Bu faktörlerin başında ise genetik yatkınlık gelmektedir. Eğer aile kadınlarının geçmişinde polikistik over sendorumu hikayesi söz konusu ise bu kadınlarda hastalığın ortaya çıkma olasılığı çok daha yüksektir. Ayrıca son zamanlarda giderek artan aşırı kilo alımı ve obezite de polikistik over sendromu risk faktörleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Fazla kilo ve obezite kanda bulunan insülin hormonu seviyesinin yükselmesine neden olmaktadır. Bu durum ise androjen hormonu sentezini artmasına neden olarak cinsiyet hormonlarının dengesini bozmaktadır. Sonuç olarak ise yumurtlama düzeni bozulur ve bu durum adet düzensizliğine de neden olarak kistlerin oluşumuna zemin hazırlamış olur. Ayrıca yine yapılan araştırmalar sonucunda hormon seviyelerini etkileyebilen ilaçların ya da zararlı kimyasalların kullanımının da polikistik over sendromuna neden olabildiği tespit edilmiştir.
Polikistik Over Sendromu ve İnfertilite İlişkisi
Polikistik over sendromu tanısı alan kadınlarda hastalıkla birlikte bazı problemlerde beraberinde gelmektedir. Hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan bu problemler aynı zamanda hastalığın belirtileri da kabul edilmektedir. Bu belirtilerden bazılarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kilo artışı,
- Vücudun özellikle karın, sırt, kol ve bacak bölgesinde erkeksi tüylenme,
- Ses kalınlaşması,
- İnsülin ve diyabete karşı direnç gösterme,
- Ciltte leke oluşumu
- Birden fazla gebeliğin düşük ile sonlanması,
- Olması gerekenden daha erken veya daha görülen adet kanaması,
- Adet kanamalarının tamamen kesilmesi,
- Doğal yollar ile bebek sahibi olamamak.
Bu belirtiler her ne kadar polikistik over sendromunun en sık görülen belirtileri olsa da tanı alan kadınların en çok merak ettiği konuların başında polikistik over sendromunun doğurganlık üzerindeki etkisi gelmektedir. Hastalığın şiddetle seyrettiği durumlarda çiftler doğal yollar ile bebek sahibi olmakta zorluklar yaşayabilmektedir. Bunun nedeni ise hastada yeterli yumurta rezervi olsa bile yumurtaların her ay düzenli olarak olgunlaşamaması ve çatlayarak fallop tüplerine salınımın gerçekleşmemesidir. Bazı durumlarda ise söz konusu çatlama olması gerekenden daha geç olmakta ve yumurtalama dönemi olması gereken 1,5 hatta 2 ay daha geç gerçekleşmektedir. Her iki durumda da anne adayı, adet düzensizliği yaşamakta ve her ay düzenli yumurtlama olmaması ya da hiç yumurtlamanın olmaması ile doğal yollar ile gebelik oluşamamaktadır. Bu yüzden infertilite ile polikistik over sendromu arasında direkt olarak bir bağlantı bulunmaktadır. Öyle ki polikistik over sendromu, infertilite nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Polikistik Over Sendromuna Sahip Hastalarda Tüp Bebek Başarı Oranı
Polikistik over sendromu tanısı alan ve bebek sahibi olmak isteyen kadınların en çok endişelendikleri konulardan biri de doğal yollar ile bebek sahibi olamama durumudur. Hastalığın gebeliğe olan etkisi aslında hastalığın şiddetine göre değişkenlik göstermektedir. Eğer hastalık oldukça şiddetli ise yumurtlama sistemini bozarak adet düzensizliği ya da hiç yumurtlamama söz konusu ise bu durum gebelik oluşumunu engelleyebilmektedir. Ancak her ne kadar kadında adet düzensizliği söz konusu olsa da eğer yumurta rezervine sahip ise yardımcı üreme teknikleri ya da uygulanabilecek tedavi yöntemleri sayesinde bebek sahibi olabilmektedir.
Polikistik over sendromuna sahip hastalarda uygulanan yardımcı üreme tekniklerinden biri ise tüp bebek tedavisidir. Yapılan araştırmalara göre polikistik over tüp bebek başarı oranı neredeyse %70’lere kadar çıkabilmektedir. Ancak hastalığa sahip olan kadınlarda tüp bebek tedavisi uygulanırken dikkat edilmesi iki önemli durum bulunmaktadır. Bunlar, OHSS ve gebeliğin düşük ile sonlanması riskidir. Aşırı uyarım sendromu olarak da bilinen OHSS, tüp bebek tedavisi esnasında yumurtalıklarda aşırı büyümeye ve şiddetli karın ağrısı gibi birçok tehlikeli duruma neden olabilmektedir. Ancak tedavi sırasında kullanılması gereken ilaçların dozajı ayarlanarak bu durum kontrol altına alınabilmektedir. Aynı şekilde düşük ihtimaline karşı doktorlar riski en aza çekebilmek için ek tedavi yöntemleri uygulayabilmektedir.
Kalem Bebek ekibi olarak bu yazımızda “ polikistik over tüp bebek başarı oranı ” konusu hakkında en çok merak edilen ve araştırılan konular ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalıştık. Tüp bebek tedavi süreci ve polikistik over tüp bebek başarı oranı konusunda daha detaylı bilgi alabilmek için buraya tıklayarak internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz.