Gebeliğin sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi ve yine sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için birçok faktörün bir araya gelmesi gerekir. Ancak gebeliğin oluşabilmesi için en önemlisi kadın üreme hücresi olan yumurta ve erkek üreme hücresi olan spermin varlığıdır. Bu yüzden infertilite yani kısırlık tanısı alan çiftlerde öncelikli olarak yumurta ve spermler ile ilgili testler yapılmaktadır. Son yapılan araştırmalara göre dünya genelinde farklı bölgelerde de olsa her 6 kişiden biri infertilite tanısı alarak doğal yollar ile bebek sahibi olmakta sorunlar ile karşılaşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tanımlamaya göre ise bir yıl boyunca korunmasız ve düzenli olarak cinsel ilişkiye giren çiftlerde gebelik oluşumu söz konusu değil ise bu durum infertilite olarak tanımlanmaktadır. İnfertilite kadın üreme sistemi veya erkek üreme sistemine göre ortaya çıkabilmektedir. Kadın üreme sistemi oldukça karmaşık bir yapıya sahip olduğu için birçok farklı nedene göre infertilite ortaya çıkabilir. Erkek üreme sisteminde ise infertilite nedenlerine bakıldığında sorunun genellikle sperm kalitesi ile ilgili olduğu görülmektedir. Bu yüzden erkek infertilitesinde öncelikli olarak uygulanan sperm testiyle sperm kalitesi ile ilgili veriler elde edilmeye çalışılır. Genel olarak bakıldığında ise erkek infertilitesine neden olan durum meni içerisinde az sayıda sperm hücresi olması yani sperm azlığı ya da hiç sperm hücresi olmamasıdır. Son zamanlarda dünya genelinde erkeklerde ciddi oranlarda sperm sayısında düşüş söz konusudur. Bu yüzden sperm azlığı ve sperm azlığı tedavisi erkek üreme sistemi ile ilgili en çok merak edilen ve araştırılan konular arasında yer almaktadır.
Sperm Azlığı Nedir ve Neden Olur?
İnsanlar her ne kadar anatomik olarak benzer özelliklere sahip olsalar da kadın ve erkek olarak farklı sistemlere sahiptirler. Özellikle de erkek üreme sistemi ve kadın üreme sistemi birbirinden oldukça farklıdır. Bu farklar arasında ön plana çıkanlardan biri ise sahip oldukları üreme hücreleridir. Her kadın dünyaya belirli bir yumurta rezervine sahip olarak gelir. Sonrasında ise ergenlikle başlayan yumurtlama döneminden itibaren yumurta rezervleri azalarak biter ve menopoz dönemiyle birlikte kadınlarda doğurganlık son bulur. Erkekler ise durum çok daha farklıdır. Ergenlik dönemiyle birlikte erkek üreme sistemi, erkek üreme hücresi olan sperm hücresini kendisi üretmeye başlar. Bu üretim her ne kadar ilerleyen yaşla birlikte azalsa da erkeklerde hayat boyunca devam etmektedir. Erkeklerde gebeliğin oluşumunu sağlayan en önemli faktör ise sperm hücresinin varlığı ve sperm kalitesidir. Dünya Sağlık Örgütü erkeklerde mevcut doğurganlığı ve sperm kalitesini daha iyi anlayabilmek için belirli aralıklarla erkeklerde infertilite, doğurganlık ve sperm kalitesi ile ilgili araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda ise belirli parametreler ile sağlıklı bir erkek üreme sisteminde olması gereken normal sperm değerlerini belirlemektedir. Bu parametrelerden biri de sperm kalitesinin belirlemede son derece önemli olarak kabul edilen sperm sayısıdır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen parametrelere göre 1 milimetre meni sıvısında 15.000.000 ile 20.000.000 arasında sperm hücresi bulunması gerekmektedir.
Sperm testi olarak da bilinen spermiogram sonuçlarına göre 1 mililitre meni sıvısı içerisinde en az 15.000.000 sperm hücresi varsa yani değerler normal ise bu durum Normospermi olarak adlandırılmaktadır. Meni içerisinde hiç sperm hücresi bulunmaması ise azospermi olarak adlandırılırken sperm sayısının 15.000.000 altında olması ise oligospermi yani sperm azlığı olarak tanımlanmaktadır. Sperm azlığı yani oligospermi sperm üretimini etkileyebilecek birçok farklı faktöre göre ortaya çıkabilmektedir. Ancak sperm azlığı nedenlerine genel olarak bakacak olursak varikosel varlığı, cinsel yollarla bulaşan enfeksiyonlar, boşalma problemleri, tümörler, bazı ilaç çeşitleri, alkol ve sigara kullanımı sperm azlığına neden olabilmektedir.
Sperm Azlığı Tedavi Seçenekleri ve Yaklaşımları
Sperm azlığı ile ilgili en çok merak edilen konuların başında sperm azlığı tedavisi seçenekleri ve yaklaşımları nelerdir sorusu gelmektedir. Sperm azlığı tedavisi başlamadan önce ise gerçekleştirilen spermiogram yani sperm testi ile kesin tanı konulmaktadır. Test öncesinde erkeğin 3 günlük cinsel perhiz uygulaması istenir. Sonrasında ise kendisinden alınan meni örneği temizlenerek sperm sayısı kontrol edilir. Kesin olarak sperm azlığı tanısı konduktan sonra ise sperm üretimini olumsuz olarak etkileyen faktörler araştırılmaya başlanır. Böylelikle sperm üretimini engelleyen faktör ortadan kaldırılarak sperm üretiminin tekrar artması amaçlanır. Bu yüzden aslında sperm azlığı tedavisi altta nedene göre değişkenlik gösteriyor diyebiliriz.
Sperm azlığı tedavisi seçeneklerine genel olarak bakacak olursak ise eğer sperm azlığı varikosel, tüplerde yapışıklık ya da tıkanıklık gibi durumlardan kaynaklanıyor ise cerrahi müdahale gerekmektedir. Enfeksiyona bağlı olarak ortaya çıkan sperm azlığında ise antibiyotik tedavisi uygulanırken hormonal dengesizlerin söz konusu olduğu durumlarda ise hormon ilaçları tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca sperm üretimini arttırmak için kişinin daha sağlıklı bir yaşam için yaşam tarzında da değişiklikler yapması gerekebilmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre son 50 yıl içerisinde erkeklerde 1 mililitredeki sperm sayısı %50 hatta neredeyse %50’nin üzerinde azalma göstermiştir. Bilim insanları son zamanlarda giderek artan çevre ve hava kirliliği, içerisinde koruyucu maddelerin bulunduğu yiyeceklerin tüketiminin artması, obezite, insanlarda her geçen gün artan stres gibi faktörlerin bu düşüşte rol oynadığını düşünmektedir. Ayrıca alkol ve sigara kullanımının da sperm üretimini olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Bu yüzden sperm azlığı durumunda kişinin sperm üretimini arttırabilmesi için sağlıklı beslenmeye özen göstermesi, eğer kullanıyor ise sigara ve alkolü hayatından çıkarması ve stresten uzak durması son derece önemlidir.
Sperm Azlığı Tedavisi ile İlgili Beklentiler ve Başarı Oranları
Sperm azlığı tedavisi ile ilgili beklentiler ve başarı oranları özellikle bebek sahibi olmak isteyen çiftler için büyük önem taşımaktadır. Çünkü sperm azlığı şiddetine göre bazı kişilerin doğal yollar ile bebek sahibi olma ihtimalinin düşmesine neden olabilmektedir. Sperm azlığı genel olarak bakıldığında üçe ayrılmaktadır. Bunlar:
- Hafif Sperm Azlığı: 10 milyon – 15 milyon sperm / mL
- Orta Sperm Azlığı: 5 milyon – 10 milyon sperm / mL
- Şiddetli Sperm Azlığı: 0 – 5 milyon sperm / mL
şeklinde 1 milimetre içerisinde yer alan sperm sayısına göre belirlenmiştir. Sperm azlığı tedavisinde doğru tedavi yöntemini belirlemenin yanı sıra tedavinin başarısını arttırabilmek için kişinin sahip olduğu sperm sayısı da son derece önemlidir. Çünkü hafif sperm azlığında normale göre daha az olsa da 15 milyon sperm söz konusudur ve tedavinin başarılı olma ihtimali çok daha yüksektir. Ancak şiddetli sperm azlığında bazı kişiler uygulanan tedaviler sonucunda bebek sahibi olabilirken bazıları ise tüp bebek tedavisi ya da aşılama yöntemi gibi yardımcı üreme teknikleri ile bebek sahibi olabilmektedir.
Kalem Bebek ekibi olarak bu yazımızda, “sperm azlığı tedavisi” konusu hakkında en çok merak edilen ve araştırılan sorular ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalıştık. Tüp bebek tedavi süreci ve sperm azlığı tedavisi konusunda daha detaylı bilgi alabilmek için buraya tıklayarak internet sitemizi ziyaret edebilir, dilerseniz görüşme için randevu oluşturabilirsiniz.