Bebek sahibi olmak isteyen çiftler, 1 yıl boyunca herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmaksızın cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik oluşumu söz konusu değil ise bu durum infertilite olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bu tanımlamaya göre ise dünya üzerinde yaşayan her 6 kişiden 1’i infertilite ya da en çok bilinen adı ile kısırlık tanısı almaktadır. Dünyadaki infertilite oranının bu kadar yüksek olmasının bir nedeni de infertilitenin hem erkeklerde hem de kadınlarda ortaya çıkabilen bir durum olmasıdır. Öyle ki infertilite kadın üreme sistemine bağlı olarak ortaya çıktıysa kadın infertilitesi, erkek üreme sistemine bağlı olarak ortaya çıkmış ise erkek infertilitesi başlıkları altında incelenmektedir. Kadın infertilitesi söz konusu olduğunda altında yatan neden çoğu zaman kadın üreme sistemi için son derece önemli olan yumurta, yumurtalıklar ya da rahim ile ilgili problemlerdir. Erkeklerde ise sorun genellikle erkek üreme hücresi sperm de ya da sperm üretimini sağlayan organlarda aranır. Yapılan son araştırmalara göre ise erkek infertilitesi şüphesi ile doktora başvuranların yaklaşık olarak %30 ila %40’ında varikosel rahatsızlığı ile karşılaşılmaktadır. Ayrıca yapılan bir diğer araştırmaya göre varikoselin yetişkin erkeklerde görülme sıklığı %15’lere kadar çıkmışken bu her yetişkin 7 erkekten 1’inin varikosel tanısı aldığı anlamına gelmektedir. Bu yüzden son zamanların en çok merak edilen ve araştırılan konularından biri de varikosel ve varikosel ameliyatı ile ilgili konulardır.
Yazımızda ise varikosel hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak varikosel nedir, neden oluşur, belirtileri, tanı yöntemleri ve varikosel ameliyatı hakkında detaylı bilgiler vermeye çalışacağız.
Varikosel Nedir ve Neden Oluşur? Belirtileri ve Tanı Yöntemleri
Varikosel tanısı alan ya da varikosel şüphesi bulunan kişilerin en çok merak ettikleri soruların başında varikosel nedir ve neden oluşur sorusu gelmektedir. Bu soruya en basit şekilde cevap verecek olursak ise testis torbası içerisinde yer alan damarların şişmesi şeklinde cevap verebiliriz. Testis torbası içerisinde bulunan toplardamarların en önemli görevlerinden biri testislerden gelen, besin ve oksijen içeriğine sahip kanı taşımaktır. Ancak bazı durumlar, toplardamarların sahip olduğu akımın tersi yönde hareket etmesine, toplardamarların büyüyerek şişmesine ve buna bağlı olarak da varikosel oluşuma neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar sonucunda testis torbası içerisinde yer alan toplardamarlardaki akımın neden tersi yönde bir değişime uğradığı yani varikoselin nedeni ise tam olarak bilinmemektedir. Ancak özellikle son yıllarda yapılan araştırmalar varikosel probleminin genellikle ergenlik çağındaki genç erkeklerde görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu yüzden bilim insanları varikoselin, cinsel organların hızlı bir şekilde büyümesi ile bağlantısı olduğunu düşünmektedir. Ayrıca varikosel ile ilgili merak edilen bir diğer önemli konu ise varikosel belirtileridir. Genel olarak bakıldığında ise varikosel herhangi bir belirtiye sahip değildir ve hastalık çoğu zaman asemptomatik olarak seyreder. Ancak bazı durumların varlığında varikosel ihtimali üzerinde durulmaktadır. Belirti olarak da kabul edilebilecek bu durumlardan kısaca bahsedecek olursak ise:
- Testis üzerinde fark edilebilen şişlik,
- Testislerde sıcaklık hissi,
- Toplardamarlarda artan sıcaklıktan dolayı hücrelerin zarar görmesi ve testiste küçülme,
- İnfertilite.
Varikosel belirtileri olarak kabul edilen bu durumlar ise testislerde bulunan toplardamarların anatomik yapısından dolayı genellikle sol testiste meydana gelmektedir. Bazı durumlarda ise her iki testiste de görülebilir ancak bu durum yine damarların anatomik yapısından dolayı varikoselden çok daha ciddi bir damar probleminin varlığına işaret ediyor olabilir.
Varikosel tanısı konması ise gerçekleştirilen fiziksel muayene ile son derece basittir. Ürologlar tarafından gerçekleştirilmesi gereken bu muayenede, doktor dış üreme organlarını inceler. Böylelikle eğer testis torbası içerisinde herhangi bir şişlik var ise tespit etmeye çalışır. Ayrıca testisler ayakta daha rahat hissedildiği için söz konusu muayene ayakta gerçekleştirilir. Doktor muayene esnasında damarların ne durumda olduğunu anlayabilmek için hastanın öksürmesini veya ıkınmasını isteyebilir. Doktor ayrıca tanı ile ilgili kararsız kaldığı durumlarda testisin ultrason ile görüntülenmesini isteyerek böylelikle kesin tanıyı koyabilir.
Varikosel Ameliyatı: Cerrahi Tedavi ve Alternatif Seçenekler
Varikosel tanısı almış erkeklerde hastalığın şiddetine göre ya da spermiogram yani sperm testi sonuçlarına göre çoğu zaman herhangi bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Eğer hastanın sperm değerleri tamamen normal ise 1-2 yıl aralıklarla düzenli sperm testi uygulanarak varikoselin durumu kontrol edilir. Ancak hastalığın şiddetli seyrettiği bazı durumlarda varikosel ameliyatına ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu durumlardan kısaca bahsedecek olursak:
- Kadın üreme sisteminde herhangi bir sorun olmadığı halde erkekte varikosel tanısına bağlı olarak gelişen infertilite varlığında,
- Sperm testi sonucunda elde edilen verilerin anormal değerlerde olmasında,
- Varikosel oluşumundan dolayı ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olma sıkıntısı yaşayabilecek erkeklerde,
- Skrotal Doppler ultrasonografide genişlemiş damar çapının 3 mm’nin üzerinde olması durumunda,
- Skrotal Doppler ultrasonografisinde toplardamarlarda kan geri kaçışı tespit edilmesinde,
- Testislerde yumuşama veya küçülme olması durumlarında varikoselin tedavi edilmesi için cerrahi müdahale gerekebilmektedir.
Varikosel ameliyatı için ise iki farklı yöntem bulunmaktadır. Bunlardan ilki varikoselektomi yani hastanede gerçekleştirilen açık ameliyat yöntemidir. Varikosel tedavisinde en sık tercih edilen yöntemlerden biri olan varikoselektomi uygulamasında doktor, varikoselden etkilenen damarlara kasık bölgesinden veya kasık altından bir kesi atarak müdahale etmektedir. Açılan kesiyle birlikte ise kan akışı ters yönde olan toplardamarlar sıkıştırılır veya tamamen bağlanır. Böylece olması gereken kan akışının diğer damarlarda gerçekleşmesi sağlanır. Uygulanan bir diğer varikosel ameliyatı yöntemi ise varikosel embolizasyonu yöntemidir. Bu yöntemde ise kasık damarına küçük bir katater yerleştirilir ve bu katater yardımıyla damarların içerisine girilerek dokuların tahrip edilmesi ile damarın tıkanması sağlanır. Böylece tıpkı diğer yöntemde de olduğu gibi kanın diğer damarlara yönlendirilmesi sağlanır.
Varikosel Ameliyatının Avantajları ve Dezavantajları: Riskler ve Sonuçlar
Herhangi bir hastalığın tedavisinde cerrahi müdahale söz konusu olduğunda mutlaka bazı avantajlar ve dezavantajların yanı sıra risklerde mevcuttur. Son zamanlarda teknoloji alanında yaşanan gelişmelerle birlikte ise cerrahi müdahalelerin neden olabileceği riskler giderek azalmıştır. Bu durum varikosel ameliyatı içinde geçerlidir. Gelişen teknolojiyle birlikte varikosel ameliyatı olan hastalar, yaklaşık 2 gün içerisinde kendini çok zorlamamak şartıyla sosyal hayatına dönebilmektedir. Varikosel ameliyatının en önemli avantajlarından biri budur. Ayrıca ameliyata bağlı olarak oluşan ağrının son derece hafif olması, tekrarlama oranının düşük olması da sağladığı avantajlardan bazılarıdır.
Ancak ameliyat sonrasında gelişebilecek komplikasyonlarla birlikte bazı risklerde bulunmaktadır. Bu risklerin başında ise varikoselin tekrarlaması gelmektedir ve bu riskin önüne geçilebilmesi için ise uygulamanın mikrocerrahi yöntemler ile yapılması son derece önemlidir. Bir diğer risk ise hidrosel oluşumudur. Hidrosel oluşumu, testis çevresinde bulunan skrotumda sıvı toplanması anlamına gelmektedir. Ameliyat sonrası sıvı toplanması ise kişiyi rahatsız edebileceği gibi kişinin bu durumdan dolayı tekrar ameliyat olmasına neden olabilmektedir.
Kalem Bebek ekibi olarak bu yazımızda, “varikosel ameliyatı” konusu hakkında en çok merak edilen ve araştırılan sorular ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalıştık. Tüp bebek tedavi süreci ve varikosel ameliyatı hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için buraya tıklayarak internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz.https://kalembebek.com/